Şubat 26, 2014

herkes gibi bende "birşeylerle uğraşıyorum", değil mi?

[yeni güne telefonun diğer ucundan gelen annemin sesiyle uyanıyorum,
kahvaltı ediyorum, ne yapmam gerektiğine karar veriyorum.

kitap okumak.
okurken araştırma yapmaya başlıyorum,
kahvemi yudumluyorum.
 perdenin kenarından dışarı bakmak istiyorum,
önümde akan hayata bir göz ucu yaptıktan sonra kendi dünyama geri dönüyorum.

"belki biraz film arası.."
"sıradan bir film daha iyi gider bence, bugün kasmaya gerek yok."
izlerken kaybolmamak geliyor içimden.
sadece izliyorum.

gözlerim kayıyor yine kitaba ama bu sefer ki bambaşka.
"belki mantıksız bir ara ama iyi geliyor."

aniden çeviriye devam kararı veriyorum, kaldığım yerden devam..
"kolay olsaydı zaten bir sonraki jane austen olurdum!"

öğle yemeği vakti.
mevcut olanlarla bir gıda üretimi başlıyor.
bazen lüksü istiyor insan - markete gitmeye karar veriyorum aniden.

"üşümek işte bu kadar güzelmiş!"
sadece bir market yolculuğunun verdiği heyecan ne garip..

öğle yemeği bitti, bir kahve molası.
kitap güzel gidiyor ama nedense film bitmeli kötüde olsa.

çizimler beni özlemişlerdir gene.
aklıma gelen ilk şeyi çiziyorum ya da..

aklıma çalışma taburesinin kapının kenarında usulca beni bekleyişi geliyor.
"biraz daha basit ve içten olmalı. nasıl istersen öyle.."

yaptıkça saçmalaşıyor bazı şeyler ama daha güzelleşiyor aslında.
kontrol ediyorum tekrar ve tekrar ve...

"sevdim seni, böyle daha çok!"
garip bir şevkat.

biraz ara ama boş durmadan.
kitaplar çoğaldı.
müziksiz asla olmaz!

biraz daha film diyorum.
belki şu fenomen dizilerden.
orjinal dilinde izlemek daha rahat ve güzel ..

sanırım biraz belgesel zamanı geldi.
"garip şeylerin garip tarihi"
izledikçe izleyesim geliyor.
alakasız herşey..

kapı çalıyor.
ablam geldi artık.
rutin değişiyor.

yemek vakti.
el birliği ile hazırlanıverdi birden, ne hoş!
"- eline sağlık abla, çok güzel olmuşlar.
- çok iyi olmadılar ama..
- hayır, böyle daha güzeller!"

sofra kalkarken bitmek bilmeyen şu abla sevgisinin pençesinden kurtulmuş olmayı hayal ediyorum ama
gene tam ortasındayım herşeyin
aağh!

biraz sohbet ve sonra okul işleri.
hop, birden ablam kayboldu işler derken internette.
bazen imkansızlık gibi dikkatini çekmek.

"şu belgeseller bitmeli artık ama nasıl!
izledikçe çoğalıyorlar!"

saat: bazen sabahın üçü oluveriyor onca şeyin arasında.
artık uyumalı, değil mi?
yeni bir sabah daha gelecek gene bunun ardından.
endişeye gerek yok..]