Ocak 23, 2013

             yazmış olmak için yazmayı istememek bazı şeyleri ama gereksiz anlamlarda yüklememek ihtiyacı 
           olduğundan fazla..
                        gözlerini kapatıp içinde hissettirdiği şeyin gerçek anlamını anlayana kadar beklemek,
                    ya da sadece cılız bir saç teli gibi havada süzülmek#

             belki de olması gerekenler zaten oluyor ama henüz ben göremiyorum_

Ocak 19, 2013























ilk olarak söylemeyi en çok istediğim şey, NIKI' DEN İNANILMAZ DERECEDE NEFRET EDİYORUM!!!..
sebebini birazdan söyleyeceğim ama önce aşırı derecede sıkılmış olduğum hasarlı insanların sevimli gösterilmeye çalışılan hayatları konusundan bahsetmek istiyorum..
2000' lerin başından beri gereksiz derece artmış olan ve halende artmakta olan bu filmlerin neyi, neden ve nasıl anlatmaya çalıştıklarını halen anlamış değilim??
belki de onları anlamaya çalışmadığım içinde olabilir ama artık kriz geçiriyorum! (ha, elbet arada hakkını kesinlikle yememem gerekenler var..onlar bu topluluğun dışında ki zaten onların anlatmak istediğini anlamayı istememek aptallık!)
artık sıkıcı Hollywood baştan aşağıya bağımsız oldu. doğru düzgün bağımsız film bulunmuyor, cımbızla aramak gerek. adamların yaptığı her film bu kılıfla ortaya çıkıyor. bağımsız sinema ''bağımsız'' değil artık, öyle bir şey yok!
her taşın altından fırlıyorlar mantar gibi!
zaten diğer şeylere dalarsam hiç çıkamıyorum işin içinden.

neyse, gelelim ''UMUT IŞIĞIM'' a..
Jennifer Lawrence adlı kızcağızdan nedenini anlayamadığım bir şekilde nefret etmemle (muhtemelen sebep o birbirinden her anlamda bağımsız olan sinir bozucu ağzı ve gözleri olsa gerek) beraber Bradley Cooper' a olan hayranlığım filmi izlememle saçma bir boyuta kaydı. oyuncu kimyası dedikleri şey var işte, hah, ondan eser yok. küçük kız kardeşi yaşında olması büyük etki aslında!
zaten konusunun baştan beri gelen bir ezber olması herşeyi iyice basitleştirmiş.
tamam, belki güzel bir konusu var ama klişlerden neden kurtulamıyorlar? yapacaksanız bari biraz daha kitabına uygun yapmaya çalışın kardeşim!
gerçi yakındığım şeyde çok saçma çünkü söz konusu olan Hollywood, en büyük geçimini bu tekrardan ve sıkıcılıktan alan sektör, endüstri filan.. artık herneyse işte!
filmin konusunun çok ''tekrar'' olması benim için oyunculukları büyük oranda etkiledi. güzellerdi ama işte, o büyü pıf-ladı gitti!
daha çok romantik komediydi ya, evet,evet resmen romantik komediydi film!
'' What' s Your Number? (2010) '' - '' Friends With Benefits (2011) ''  karışımı filan hani..
son dakikada fark etmek herşeyi!!
Tanrım!

Niki konusuna gelecek olursam, filmi izleyenlerde eminim benim gibi Niki' den nefret ediyorlardır. Pat' in aşktan çok saplantı haline getirdiği onu aldatan karısının ismini film boyunca 50 zibilyon defa söylemesinden ötürü karakteri doğru düzgün filmde göremeden nefret ettim!
ne kadınmış be kardeşim!!..röğh!

-----------------------------------------------




















bahsetmek istediğim bir diğer film ise, Düşler Diyarı ki gerçekten güzel bir film..
aslında filmlerden şu sıralar keyif alıp aldığımdan pek emin değilim ama bu böyle bir film ki sizi biraz olsun kendinize getiriyor, tabii eğer isterseniz!
karakterlerin ve yerlerin isimlerini ilk duyduğumda çok hoşuma gitmişti.
zaten izleyince filmi beni benden aldı ve götürdü Düşler Diyarı' na..
samimi ve içten bir film. belki bu gibi filmler yapılırsa çok artık bunlarda bayat tat vermeye başlar Umut Işığım gibi ama ''samimiyetini'' kaybetmezse gayette hakettiği ilgiyi görmeye devam eder..

Hushpuppy' nin o küçük dünyasına ve merakına tanık olmak güzeldi.
zaten küresel ısınmanın etkileri ve neleri nasıl yaşadıklarından çok Hushpuppy' nin sizinle paylaştıkları götürüyor filmi. anlatığı hikayeler, düşünceleri, duydukları..inanılmaz güzel bir dünyası var.
görsel efektelerin (o yaratıklar dışında) olmaması çok çok iyi olmuş. herşey bütün gerçekliğiyle ortada, gözünüzün önünde.

ufaklığı tutup sıkıştırma isteğim her ne kadar bitmemiş olsada filmi herşeyiyle en çok etkileyen, büyüleciyi kılan oydu. zaten filmde çocuk oyuncu olması büyük bir artıdır her zaman..

sonuçta, ben ne dersem diyeyim gidin görün siz kendiniz karara varın..hepimiz iyi kötü eleştiride bulunabiliriz, buda benimkiydi..
sonuçta izleyelim diye yapılmış öyle değil mi?

film izlemek, iyi ya da kötü - basit ya da karmaşık bir film olsun fark etmez, hayatın en güzel ve en keyifli parçası benim için..

bu yüzden, herkese ''hayata'' iyi seyirler diliyorum!