Ekim 31, 2013

uykunun en güzel olduğu andır...


..gördüğünüz rüyayı gerçek hayatmış gibi yaşıyor olduğunuz an!

Ekim 21, 2013


akıntıya karşı giden sıradışı bir renk..


Ekim 16, 2013


- bakmak & görmek -
nasıl birbirlerine bu kadar yakınken birbirlerinden bir o kadar uzak olabiliyorlar?..

Ekim 10, 2013

halen daha anlayamıyor iseniz, 
dövünerek kulak zarınızı patlatmak ve suratınızı morartmak sorunuza 
pek iyi bir cevap sayılmaz.
sadece belgelenmek üzere olan mazoşit bir manik depresif olduğunuz gerçeğini 
suratınıza bir 'kasırga' gibi çarpmış olursunuz...

Ekim 07, 2013

''ne diyeceğini hatırlamıyorsun.
ne yapacağını hatırlamıyorsun.
nereye gideceğini hatırlamıyorsun.
ne seçeceğini hatırlamıyorsun.
yuvarlanıyorsun, çalıyorsun, hissediyorsun, dizlerinin üzerine çöküyorsun..'' 
demiş hep terkettiklerinin ardından bir adam...

Ekim 04, 2013

'oyun başlasın!'

günümüzde korku sinemasının geldiği nokta 
bir bilinmezliğe doğru sürükleniyor..

kendi içerisinde yaşadığı karmaşa bir yana seyircide 'korku filmi' dendiği
zaman herhangi bir etki yaratamıyor olması ayrı bir yazık.
bir zamanların efsanelerinin gizemi ve heyecanın yeri
şimdikilerin 2.dakikada geri dönüşüm kutusuyla buluşmasıyla son buluyor.

sessiz sinemanın sessiz efsanelerinin genç nesilden utana utana 
artık utanacak bir tarafı kalmamıştır eminim.

devler devleri Dr. Caligari ve Nosferatu'nun döneminin ve sonrasının 
tabiri caizse 'korku babaları'nın 2 asırdır halen daha büyülüyor olması gibi bir
durumun altında eziliyor olmaları da söz konusu olabilir aslında..
yalnız öyle bir nokta var ki yeni neslin dezavantajı olabilecek olması büyük bir olasılık olan 
'teknoloji'..
seyircinin artık seyircilikten çıkıp 
filmin teknik boyutunu sorgulayan bir eleştirmen olmasına sebep oldu.
bir zamanlar sadece sivri dişli ya da yürüyen çürümüş cesetlerden korkarak yetinirken artık 
bundan daha çok gülerek zevk alan bir seyirci var.
tabii bunda bu tip önemli faktörlerin komikleşmesine ya da romantikleşmesine neden olan 
garip romanlar ve manasız diziler var.


açıkçası neyin halihazırda basitleştirilmesi gerektiğini anlayamadım..
amaca hizmet edenler neden hedeflerinden saptırılmak zorundadır ki??
allahtan, korkmanın korkmak olmasını sağlayan yeni nesil bazıları da oldu..
Nosferatu babanın uzun tırnaklarının ilham verdiğini her zaman düşünmüş olduğum Freddy, 
ne olursa olsun bıçaktan vazgeçemeyen Jason ve Michael,
devasa çeneli Jaws, delicesine bağırıp testere savurmaya bayılan Leatherface,
bitcenek boyuyla kendinden devleri kündeye getiren sonrasında ise filmi izleyenlerde oyuncak bebeklere karşı  fobi oluşmasına neden olan Chucky
ve tabii ki pek çok insanda da palyaço fobisi yaratan Pennywise The Clown- ve diğerleri..
(doğruyu söylemek gerekirse yakın zamandaki IT deneyiminden sonra bende de oluşmadı değil hani! o.O)
6 yaşımda bir televizyon kanalında, gündüz gündüz izlediğim türk versiyonundan sonra kendisini 15 yaşıma kadar izleyememiş olma gibi bir vakkada geçti başımdan..
'ne tip bir kanal korku filmini gündüz kuşağında verir ki anlamış değilim?' sorusundan sonradan tekrar izlediğimde bunun 'neresinden korktum ben ya!' deyip kendime sorular sorduktan sonra 
'çocuk her zaman çocuktur' lafını hatırlamış bulunmaktayım..
o film 1974 türk yapımı Şeytan'dı efendim,evet.
tekrar izlerken o zamanki hislerimi hatırlayıp kendimde aşırı güldüm durup durup..
ne akla hizmet birebir yap(ama)maya çalışmışlar anlamış değilim halen daha!
tam bir fiyasko olmuş olsa bile genede severim hani..

herneyse..
nerede kalmıştım?
evet, Exorcist ile Tanrı ve Şeytan olgularının yüzümüze ürpertici bir yolla çarpılmasından sonra
devam etmekte olan teknolojik devrimin güzel örnekleri biraz olsun arada sırada yüz 
güldürüyordu.
ne kadar çok emekle yapıldığını bir belgeselde öğrenmiş olduğum ve 
belli bir süre boyunca 'anne, bu denizde köpekbalığı var mıdır?' sorusunu sormadan denize girmememi sağlayan eski dostumuz Jaws'ı unutmak olamazdı! 
devasa bir ağızla tek lokmada insanları yutuşunu ya da acı çektirerek zevkle küçük küçük ısırıklar almasını halen dahi üpererek izlerim..o.O
yııııh!....

90'larda başını iyice alıp giden katil temalı filmlerle beraber korku filmine bakış açısı büyük bir
eleman değişikliği yaptı.
özellikle Michael ile başlamış olan cadılar bayramı kostümlü katil fenomeni Scream ile beyinlerimizde 'kostümlü katil denince aklınıza ilk kim geliyor?' sorusuna kalıplaşmış cevap oluştu..
o zaman kadar yapılan değişik bir katil temalı filmdi hani 
ama sonradan feci. b.k çıkarıldı tabii..
(hangi akla hizmettir ki devam filmi çekme mantığı vardır şu sinemada? o.O)
-Saw filmi hakkında söz söylemeye gerek olmadığını düşünüyorum 
çünkü bu film zaten başlı başına kendini feci güzel savunuyor!-

sonuç olarak, geçmişten günümüze gelindiğinde korku sineması basit, komik ve anlamsız bir boyut
kazandı diye düşünüyorum.
bazı istisnalar hariç tabii.

teknoloji pek çok şeyi elimizden aldı ve pek çok şeyin gizemini yok etti.
feci b.ku çıktı herşeyin...
ama gene de korku filmini izlemeyi gerçekten çok seviyorum.
en b.ktan olanlarını bile.. ^.^

saygılar...

Ekim 01, 2013


'' People will tell you nothing matters, the whole world's about to end soon anyway. 
Those people are looking at life the wrong way. 
I mean, things don't need to last forever to be perfect. ''
                                                     C.