Kasım 30, 2016



2014 gerçekten çok saçma bir yıldı :D

Kasım 29, 2016




#fnckyoureggs

Kasım 07, 2016


olur böyle şeyler - it happens 👀

Ekim 28, 2016



XTC - Dear God

topluma ve tanrıya olan bakış açım desem yalan olmaz kesinlikle...

Ekim 20, 2016



Kafa Dergisi - ekim 2016


Ekim 16, 2016



halloween is right in the corner b*tches, hi-hi-hi-hi!!!...
'93 - throwback 

Ekim 15, 2016

Merhamet Sokağı




Boş sokaklara bakarken tek gördüğü
Katılaşmış hayaller
Gerçekleşmiş hayaller

Tüm binalar, tüm bu arabalar
Bir zamanlar sadece bir rüyaydı
Birilerinin aklında

Kırık camı ve buharı hayal ediyor
Bir ruhu hayal ediyor
Dikişlerinde hiçbir delik olmayan

Hadi tekneyi dışarı çıkaralım
Karanlığa kadar bekleyelim
Hadi tekneyi dışarı çıkaralım
Karanlık gelene kadar bekleyelim

Soluk yeşil ve gri koridorlarda kimse yok
Varoşlarda kimse yok
Günün soğuk ışığında

Sisin içinde son derece canlı ve yalnız
Kelimeler kemik gibi destekliyor

Merhamet sokağını hayal etmek
İçini dışına çıkar
Merhamet sokağını hayal etmek
Babacığının kollarında yeniden
Merhamet sokağını hayal etmek
O tabelayı kaldırdıklarına yemin et
Merhamet sokağını hayal etmek
Babacığının kollarında

Kaygan çekmecelerden evrakları çıkarmak
Karanlıkta çekiştirmek, kelime kelime

Ilık, kadife kutudaki tüm sırları itiraf etmek
Rahip'e, o (bu işlerin) doktoru
Şoklarla başa çıkabilir

Şefkati düşlemek, kalçalardaki titremeyi
Meryem'in dudaklarını öpmeyi

Merhamet sokağını hayal etmek
İçini dışına çıkar
Merhamet sokağını hayal etmek
Babacığının kollarında yeniden
Merhamet sokağını hayal etmek
O tabelayı kaldırdıklarına yemin et
Merhameti aramak
Babacığının kollarında

Ekim 07, 2016



Begin Again (2013)

---------------------------------------------------------------------

Ekim 04, 2016






it's beyond love...



~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~




...to dismantle me forever.

Eylül 26, 2016


zaman geçtikçe bazı düşünceler ciddi olarak değişiyor.
kalıcı bir şekilde...
hayattan ne istedikleriniz, sevdiklerinizden bekledikleriniz vs...

sanırım insan bazen sorularla kaybolmayı seviyor.
kendini öylece kaybetmeyi.
amaçsızca sürüklenirken kurtarılmayı da bekliyor öylece.
bunu yapmak gerçekten çok saçma bir hareketmiş.
tek elden öğrendim.

açıkçası kendimi bildiğim halde bir şeylerin olması bekliyorum hayatta salak salak.
sanki her b*k kendiliğinden düzelecekmiş birden filan böyle.
galiba birazda böyle hissetmem gerekiyordu
gerçekleri görebilmek için.

kendimi saçma sapan şeylere zorlamaktan vazgeçmem gerek.

"and so they say, for everything a reason..."
diye boşuna dememiş Carina.

ne boş şeyler için canımı sıkmak
ne de kendimi başkaları için zorlamak zorundayım.
nede aynı hataları tekrar yapmak...
kimse benim için bunu yapmaz beni gerçekten sevmiyorsa.

"aşk, sen onu aramıyorken gelir seni bulur."
sözü gerçekten doğru!


sorun şu ki, kendimi yıpratmadan mutlu olmayı hatırlamam gerek yeniden.
bir zamanlar küçük şeylerle gerçekten mutlu olmayı bilen bir kızdım.
ne olduysa kendimi unuttum insanlar arasında kaybolurken.

derdim neydi acaba bu kadar?
kimseyi memnun etmek zorunda değilim.
kimseyi üzmek zorunda da değilim.
tabi kimse de beni...
önemli nokta, kendim olabiliyorken gerçekten mutlu olmak
ve beni olduğum gibi kabul edecek insanları hayatıma almak.
sorunum, yıldızımın hiç uyuşmadığı insanları hayatıma sokmaya çalışıyorum.
ve nedense onları aptal aptal memnun etmeye çalışıyorum.
saçma ve anlamsız.

son 5 yıldır hayatımda zor bir dönem geçiyor olsam bile
bu süreç bitine kadar kimse için kendimi boş boş yıpratmayacağım artık.

"kimse seni gerçekten sevmediği zaman seni anlamaz da, kıymetini bilmez de" 
büyüklerin dediği gibi.

yeni bir yıl ve bir dönem bekliyor hepimizi.
önemli olman birileri istediği için değil kendin için mutlu olmak.
ve bende öyle yapıp kendimi "pause"dan alıyorum artık.
kendimle yeniden barışma zamanım...
aptallığa ve duygusal aptallara vakit ayırmak yok!
çünkü ben sıramı salıyorum.

selamlar sana cesur Myrina!



Not: ve uzun süredir makalelerini ve yazılarını takip ettiğim
The Minds Journal,
bana tekrar ne kadar güçlü ve özel biri olduğumu
hatırlattığın için teşekkürler... ;)

Eylül 20, 2016


keşke her zaman böyle "geçse"...

Eylül 06, 2016


sevimli ve küçük ... toplumumuz

" - her sabah tok karna 1 tane! "

Eylül 04, 2016




[Margaret is looking in her compact and putting blush on her face]

Sister Mary Clarence: And you. This is not Elizabeth Arden, Miss Thing. You wanna beat that mug of yours, you do it before you come to my class. You understand me? Put it away.

Temmuz 13, 2016



temmuz 06, 2016
#happybdaytoumylovelysister

Temmuz 09, 2016



Bazen beraber olduğumuz zamanları düşünüyorum.
“O kadar mutluyum ki, ölebilirim” dediğin zamanları.
Kendime senin benim için doğru kişi olduğunu söylemiştim.
Ama seninle birlikteyken çok yalnız hissetmiştim.
Bu aşktı, hala hatırladığım bir acıydı.

Bazı mutsuzluklara bağlı olabilirsin.
Sonsuz teslimiyet gibi
Hep sonsuz
Yürütemeyeceğimizi anladığımızda
"Hala arkadaş kalabiliriz" dedin.
Ama itiraf etmeliyim ki, bittiğine sevinmiştim.

Ama beni kestirip atmak zorunda değildin.
Sanki hiç yaşanmamış gibi davranmak zorunda değildin.
Sanki biz hiçbir şeydik.
Ve senin sevgine ihtiyacım bile yok.
Ama sen bana sanki bir yabancıymışım gibi davranıyorsun.
Ve bu çok kötü hissettiriyor.
Bu kadar alçalmak zorunda değildin.
Arkadaşlarını yollayıp plaklarını aldırmak zorunda değildin.
Ve numaranı değiştirmek zorunda da değildin.
Gerçi buna ihtiyacım yok galiba
Artık benim için sadece eskiden tanıdığım birisin.

"Bazen bana kazık attığın zamanları düşünüyorum.
Sanki her zaman benim yaptığım bir hatadan 
dolayıymış gibi hissettirirdin.
Ve ben bu şekilde yaşamak istemiyorum.
Söylediğin her söze inanarak.
Vazgeçebileceğini söylemiştin
Ve bende eskiden tanıdığın birisine 
takılıp kaldığını görmeyecektim."

Ama beni kestirip atmak zorunda değildin.
Sanki hiç yaşanmamış gibi davranmak zorunda değildin.
Sanki biz hiçbir şeydik.
Ve senin sevgine ihtiyacım bile yok.
Ama sen bana sanki bir yabancıymışım gibi davranıyorsun.
Ve bu çok kötü hissettiriyor.
Bu kadar alçalmak zorunda değildin.
Arkadaşlarını yollayıp plaklarını aldırmak zorunda değildin.
Ve numaranı değiştirmek zorunda da değildin.
Gerçi buna ihtiyacım yok galiba
Artık benim için sadece eskiden tanıdığım birisin...

Temmuz 04, 2016








#pastelcolorsofoursouls

Haziran 28, 2016


˙·٠(Renkler)●٠·˙ 



٠٠•••●●●•:*´¨`*:••:*:• . ❉ . •:*:••:*´¨`*:•●●●•••٠٠


Küçük erkek kardeşin sana asla söylemiyor ama seni çok seviyor

Annenin sadece televizyon şovunda gülümsediğini söyledin
Sen sadece üzgün kafanın içi uyuşturucuyla doluyken mutlusun
Umuyorum 28 yaşını görebilirsin

Islak bir gündoğumu gibi damlıyorsun

Taşan lavabo gibi akıtıyorsun
Her kenardan sökülüyorsun ama sen bir başyapıtsın
Ve şimdi mürekkep ve sayfalarla gözyaşı akıtıyorum

Her şey mavi

Hapları, elleri, kotları
Ve şimdi ben renklerle kaplandım
Dikişlerimden ayrıldım
Ve bu mavi
Ve bu mavi

Her şey gri

Saçı, sigara dumanı, hayalleri
Ve şimdi o renklerden yoksun kaldı
Bunun ne anlama geldiğini bilmiyor
Ve o mavi
Ve o mavi

Sabahları ışık doğrudan geldiğindeki bir hayaldin

Biliyorum ki sadece seninle uzanırken inancı hissetmiştim
Bana çocukların affedinceye kadar 
asla affedici olmayacağını söyledin
Ve ben hala her sabah uyanıyorum fakat seninle değil

Islak bir gündoğumu gibi damlıyorsun

Taşan lavabo gibi akıtıyorsun
Her kenardan sökülüyorsun ama sen bir başyapıtsın
Ve şimdi mürekkep ve sayfalarla gözyaşı akıtıyorum

Her şey mavi

Hapları, elleri, kotları
Ve şimdi ben renklerle kaplandım
Dikişlerimden ayrıldım
Ve bu mavi
Ve bu mavi

Her şey gri

Saçı, sigara dumanı, hayalleri
Ve şimdi o renklerden yoksun kaldı
Bunun ne anlama geldiğini bilmiyor
Ve o mavi
Ve o mavi

Kırmızıydın ve ben mavi olduğum için benden hoşlanmıştın

Sonra bana dokundun ve ben birden lila gökyüzü oldum
Ve sen mor rengin sana göre olmadığına karar verdin

Her şey mavi

Hapları, elleri, kotları
Ve şimdi ben renklerle kaplandım
Dikişlerimden ayrıldım
Ve bu mavi
Ve bu mavi

Her şey gri

Saçı, sigara dumanı, hayalleri
Ve şimdi o renklerden yoksun kaldı
Bunun ne anlama geldiğini bilmiyor
Ve o mavi
Ve o mavi

Her şey mavi

Her şey mavi
Her şey mavi
Her şey mavi

˙·٠•●●•٠·˙*¨`*:•. ♦ .•:*¨`*˙·٠•●●•٠·˙

   

Haziran 19, 2016

Haziran 08, 2016

Haziran 05, 2016



[Alıntıdır.]
Black Zodiac (Siyah Zodiyak)

Black Zodiac bildiğimiz Astrolojik Zodiac'ın karşıtıdır. Bu iki Zodiac, Babylon Zodiac'ını baz almaktadır.
Asırlarca Yunan, Roma, Hint ve daha pek çok kültür tarafından tanımlanmış ve uyarlanmış olan orjinal Zodiac  
sadece insan karakterinin iyi taraflarını temel almıştır.
Bu uyarlama bildiğimiz Batı Astrolojisi'nin temeli olan Modern Zodiac'ın ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Anlaşılacağı üzere, Black Zodiac insanoğlunun karanlık tarafını temsil etmektedir.
Bu iblisler kendilerine ve başkalarına verecekleri asıl zararı doğalarında bulundurmaktadır.
Yine de bu korkulmaması gereken bir kötülüktür. İyilikte olduğu gibi bu enerjiler dönüştürülüp 
faydalı bir şekilde kullanılabilirler. Bir Ying ve Yang dengesi söz konusudur.

Bütün Black Zodiac burçları her bir bireyde var olan sapkın ve kötü enerjiyi taşımaktadır.
Unutulmaması gereken nokta, terbiye ve eğitim ile bu iblislerle yüzleşmek kişisel yarar için önemlidir.

Black Zodiac Burçları:

Tiran: Mart 21 - Nisan 19 (Koç)

Sen insan görünümünde bir hırssın. Dünyaya hükmetmek istiyorsun ve ne olursa olsun ele geçirmek senin hedefin.
Bağlanma acizliğin seni motive etmekte. Başkalarının acılarından zevk alarak mutlu oluyorsun.
İnsanlar senin için, sadece işkence edilecek ve yok edilebilecek birer oyuncak. Sen Tiran'sın.
Söylenebilecek başka bir şey var mı?

Günakhar İblis: Nisan 20 - Mayıs 20 (Boğa)

Sen Günakhar İblis'sin. Geçmişin seni sürekli takip eden bir hayalet. Pek çok hata yaptın ve 
o hataların sonuçlarıyla yaşamak zorundasın. İnsanlar sana yanlışlar yaptılar ve sen bu yanlışları asla unutmadın.
Başkaları seni hasarlı olarak görüyor olabilirler ve belkide haklılar. Yenik düştüğün için seni küçümseyebilirler
ama sen cehennemde varoldun ve asla oraya geri dönmek istemiyorsun. 
Bedeli ne şekilde ağır olursa olsun kendini yeniden yaratmak senin amacın.

Basilisk: Mayıs 21 - Haziran 20 (İkizler)

Basilisk korkunun efendisidir. Bakışların ölümcül ama ıssırığın daha da kötüsüdür.
Zarar vermek için yaratıldın ve başkalarına nasıl acı çektireceğini biliyorsun.
Doğru zamanda ve ortamda gerçekten tehlikeli oluyorsun.
İhtiyacın olan sadece biraz provokasyon. Senin gerçek doğanı bilenler, ona eşit derecede saygı ve
korku ile karşılık verecekler. Senin gerçek doğanı bilmeyenler ise, bunu çok daha kötü yollarla öğrenecekler.

Yılan: Haziran 21 - Temmuz 22 (Yengeç)

Yılan, zekanın ve hilekarlığın simgesidir. Sen hem akıllı hemde kurnazsın.
İnsanlar seni zavallı, aciz ve itici görüyor olabilirler ama sen bunları nasıl avantaj olarak kullanabileceğini
iyi biliyorsun. Güven senin için çok fazla istismar edilebilecek bir zayıflık.
Senin değer yargıların sinsi, yöntemlerin ise zarif.

Savaş Bakiresi: Temmuz 23 - Ağustos 22 (Aslan)

Savaş Bakiresi bir karmaşadır. Sen güzelliği ve zavallı bir bekleyişi seviyorsun.
Senin doğan başkaları tarafından karmaşık ve çok rahatsız edici olarak görülebilir ama böylelikle
çok az kişi senin acımasız yöntemlerinin güzelliğini görebiliyor. Güzel yalanları görebilmek senin için, gerçeliğin
zorluklarına katlanabilmeyi sağlamakta. Sen, iyi ile kötünün buluştuğu ince çizgide duruyorsun.

Yıkıcı Güç: Ağustos 23 - Eylül 22 (Başak)

Sen Yıkıcı Güçsün. Tıpkı bir Tanrı gibi bütün sevdiklerine karşı en tehlikeli olansın.
Değer veren ve önemseyen bir görüntü çizebilirsin ama sahip olma eğilimin her zaman ağır basmakta.
Senin olan sadece sana aittir. Sahip olduklarının başkaları tarafından ele geçirilmesindense kendi ellerinle onları yok etmeyi seçersin.
Kıskançlıktan beslenirsin ve onunla birlikte gelen öfkenin keyfine varırsın.

Aç Yırtıcı: Eylül 23 - Ekim 22 (Terazi)

Sen gerçek bir Aç Yırtıcı'sın. Mantık sende ince bir ipin ucunda asılı. İçinde bastırdığın şeytanlar özgür kalmak için çabalıyor.
Yaşamın düzeni ve zavallı normları senin mideni bulandırıyor. Özgür kalıp uzun zamandır aklında olan bazı insanlara 
acı, ızdırap ve zararı vereceğin o tatlı günün geleceği anı kolluyorsun.
Bu bekleyiş seni öldürüyor ama sen yinede bekliyorsun.

Zehirli Ok: Ekim 23 - Kasım 21 (Akrep)

Zehirli Ok sabırlı, keskin ve ölümcüldür. İstediğin an saldırabilirsin ama sen o doğru anı kolluyorsun.
Her durumdaki kötü tarafları görmek senin doğanda var. Farkında değilsin ama her insanda zayıf tarafları görmeyi seçiyorsun.
Körü körüne öfkeyi küçümsüyorsun. Kaba kuvvetten hiç etkilenmiyorsun. 
Senin için önemli olan kontrol, bekleyiş ve avlanmanın heyecanı.

Fırtına: Kasım 22 - Aralık 21 (Yay)

Sen Fırtına'sın. Özgür ve umursamaz. Hiçbir şey senin arzularında daha önemli olamaz.
Azrularını tatmin etmekteki rahatlığın başkalarına zarar verebiliyor ama bu senin problemin değil, değil mi? 
Karşında duranların ayaklarını sağlam basmaları iyi olacaktır çünkü onları gözünü kırpmadan yok edersin.
Yanlış anlama, sen öfke dolu değilsin. Sadece umurundan değil.

Su Canavarı: Aralık 22 - Ocak 19 (Oğlak)

Sen bir Su Canavarı'sın. Karanlık boşlukta bir ucube. Sahip olduğun büyük potansiyel iyi bir sebepten ötürü
gizlenmiş ama terör estirmenin saçma düşüncesi bile yeterli, kendine bile olsa. Kendi şeytanlarından bile korkuyorsun
çünkü onların neler yapabileceklerini çok iyi biliyorsun. Sen ne zayıfsın ne de bir korkak. 
Kontrolü kazanmak senin asıl emelin. 

Yaratık: Ocak 20 - Şubat 18 (Kova)

Karanlıkta daha fazla yaşamaya devam edersen karanlığın kendisine dönüşürsün. Yaratık, kendi içindeki kötülüğü bilir 
ve onu kabullenir. Bu kötülüğü istediğin yere yönlendirebilirsin ama sen yinede sevdiğin insanlara zarar vermesindense
kendine vermesini tercih ediyorsun. Sen şeytanların efendisisin. Sen öfkeyi, acıyı ve çaresizliği uyuşturucu gibi tüketirsin.

Kılıç: Şubat 19 - Mart 20 (Balık)

Kılıç, görkemin sembolüdür. Cesaret adına zavallı ve canatan bir hayranlık. Yinede asıl amacından asla vazgeçmez.
Sonuçta zarar vermek üzere yaratılmışsın. Yara, çürümüş bir izin ardından gelen basit bir başlangıçtır senin için.
Seni kullanmakta başarısız olanlara karşı acımasız bir hatırasın. Bakışların işkence etmeye yetiyor 
ama onlar bakmaktan kendilerini alamıyorlar, değil mi?

Mayıs 15, 2016



Daniel Boone 
(2 Kasım 1734 - 26 Ekim 1820) :

"Asla izlediğim yolda kaybolmadım.
Sadece birkaç haftalığına
yolumu şaşırmış olabilirim."

Nisan 28, 2016