Aralık 21, 2010

a lot of kisses to my lovely home..

Sonunda evim evim güzel evim ♥

Aralık 14, 2010

kerepesi cemetery..



One of the incredible places that I've ever been in Budapest!

Aralık 10, 2010

biggest homesick ever..

Evine uzaklığınız uçakla 1 saat,arabayla 18 saat ama zihninizde evrenin bir ucu gibi..
Evinize olan özleminiz her dakika daha da büyüyor ve uzaklıkda bir evren büyüklüğünde daha da artıyor,sabır az kaldı!

Kasım 28, 2010

Kasım 22, 2010

under my umbrella..


Hep yanımda olmalarını istediğim güzel insanlar var hayatımda!
Mutluyum ve beni daha da mutlu ediyorsunuz hayatımın güzel insanları.♥ 

Kasım 21, 2010

singularity..






















Devir-daim!

Kasım 02, 2010

world' s greatest daddy ever..

















Çabuk iyileş canım babam,bir an önce eskisi gibi; gül,sarıl,kız,sev,öp,korkut,güldür,şaşır,mutlu ol!
Eski basbiskos ol gene,seni çoook seviyorum canım babam..♥ 

my first halloween party with cello-can..

















By Yakup...

















By Zoo Party...

Ekim 31, 2010

Ekim 22, 2010

°°°


Başlıca sebep olduğunu bilmek ve bunu kabullenebilmek güzel duygu,özlemişim ben olmayı!

Ekim 13, 2010

like in betty ween..



Thanks a lot you guys for your good work!
Alexandra,Ella,Eva,Stavroula

Ekim 07, 2010

Ekim 03, 2010

canlı canlı budapeşte' den..



Bordó Sárkány Régfzene Rend
Kahramanlar Meydanın'da karşılaştığım müzisyenler ve onların güzel şarkılarından biri!

Eylül 18, 2010

budapeşte' de yalnız bir ben..

Geldiğimden beri bir koşuşturmaca içinde olduğum Avrupa'nın güzel şehirlerinden biri olan Budapeşte'de birazda olsa sıkıntılarımdan kurtulmuş bulunmaktayım!Bana en büyük sıkıntı olan evimi ancak otelde geçirdiğim son gecede buldum!
Apar topar buluştuğum kızcağazı gece rahatsız ettim,yolumu kaybettim evi buluna kadar,geç kalıcam diye erken çıkıp evi bulduktan sonra bekledim 1 saat falan-filan...Ama sonunda bulduğumda öyle güzel bir uyku uyudumki değmeyin keyfime..
Bundan sonra ders krizim başladı tabii,bölümümde sadece 1 tane ders olduğunu öğrendiğim an olduğum yerde mal gibi kala kaldım! o_O
Bize denmişti başka bölümlerden de seçebilirsiniz diye ama üstüne para ödememiz söylenince onun için bir kez daha sıkıntım başladı!Ama sonunda çarem olmadığını anlayıp almaya karar verdim.Başka bölümden ders almak isterseniz 34 TL ödemeniz gerek ama bunu yaptığınız anda o bölümden istediğiniz kadar ders seçebiliyorsunuz lakin bu dersler Macarca sonuçta sınırlı ders seçebiliyorsunuz yeterli krediye ulaşabilmek için.Bende fotoğraf bölümünden 2 ders lamaya karar verdim tabii.
Aaa,birde oturma vizesi durumum var halen,alamadım çünkü ev derdi vardı!!!...Ev bulamadan oturma vizesi vermiyorlar Avrupa üyesi olmayan ülkelere.Avrupa Birliği'nde olmayan ülkelerin şanssızlığı.
Neyse,pazartesi o işimi halledeceğim,yakında 2 arkadaş daha bana katılacak okuldan.Benim fakültemden farklı 2 iki bölümden 2 farklı arkadaş.Yalnızlık çekiyordum zaten,1 tane Türk'le karşılaşmıştım o da bir dükkan sahibiydi şehrin ana caddesinde..Ama onu artık sık göremem çünkü bana uzak dükkanı.Türkçe konuşmayı da özledim hani.
Budapeşte Tuna nehrinin ikiye böldüğü bir şehir.Buda ve Peşte olmak üzere 2 bölümden oluşuyor.Ben Buda tarafında okuluma yakın bir yerde kalmaktayım ki bu güzel ama eğlencenin ve diğer bütün herşeyin olduğu Peşte tarafına uzaktayım biraz ki bu da kötü!
Şehrin göbeği Peşte ama aynı zamanda kalabalığın karmaşanın olduğu tarafta orası,sakin olmayan semtleri var geceleri.
Sonuçta geldim mi,evet geldim;memnun muyum,halen alışamadığımdan pek bir gerginim ama eminimki bu 1 aya geçer.Evimi,alışkanlıklarımı,ailemi ve sevgilimi özlemiş olmakta buna bir daha etki ediyor ne yazık ki!
Okuluma başladım,evim var,Erasmus'lu arkadaşlarım var.
Güzel herşey aslında...
Haa,en büyük sıkıntım başlıyor yakında ki bu da para sıkntısı! o_O
Bizim birime halen haber gelmemiş ne zaman yatmaya başlayacağı ile ilgili bilgi ama 1 ay sonrasında başlamalı valla!Anam-babam benim zengin değil o kadar ya!
En kısa zamanda düzenimi bulmak ve huzurla şehri ve ülkeyi gezmek istiyorum tabii diğer şehirleri de Avrupa'daki.
Evet,kesinlikle!

Temmuz 21, 2010

evrak bunalımı..

Son 1 aydır Erasmus evraklarını toparlamakla uğraşmaktayım ve nihayetinden vizeden başka birşeyim kalmadı!Sonunda bittirdim okulun istediği saçma-salak evrakları ve rahatlamanın ötesinde cennette gibiyim!
Bizim kadar bürokrasiye bayılan bir ülke yoktur herhalde,yurtdışında kesinlikle böyle şeyler yok ya!
Üst yazısı,öğrenci sözleşmesi,öğrenci bilgi formu...kardeşim,nedir bunlar ya? o_O
Ömür törpüsü gibi bir Acıbadem'e git ordan Göztepe'ye ordan bankaya git!Sanki hiç bitmeyen bir kovalamaca var ve ayrıca hiç kimse doğru düzgün bir halt bilmiyor onuda belirteyim,lakin bu sebeplede doğru düzgün bilgilendirende yok!
Neyi ne yapcağımı tam olarak bilmediğimden doldurdum herşeyi valla,salladım gitti ya orda ya da ordan gelince hallederim artık çünkü hiç uğraşamayacağım.
Haftalardır koordinatörün peşinde koşmaktan zaten;bi geldi bi gelmedi,işte efendim şu gün gelir şu gün gelmez!
Zaten 1 senedir babamın hastalığı ameliyatları filan sıkıyordu beni ay başında bir daha ettiler adamı ameliyat!Şu an her soruşumda iyiyim diye kafa sallıyor ama bence sıcaktan ve halen iyileşemeyen yarasından dolayı sıkıntılı ama belli etmemeye çalışıyor..
Bu konuya hiç girmeyeyim artık içimi sıkıyor konuşmak!
Neyse,sonuçta iyi ve sağlıklı,bana da çok yardımcı oluyor;baba işte,yüreği el vermiyor yalnız bırakmaya..Bilmiyorum bu işlemleri ya,yanınızda bilen ve anlayan birinin olması çok iyi!
Sonuç olarak,az bir işim kaldı ve ondan sonra yan gelip yatıp yayıla yayıla kahvemi yudumlayabileceğimi bildiğim için mutluyum..
Ha gayret bana,az kaldı başarmaya!

Not:Erasmus isteyenlere tavsiyem,bu yola baş koymadan önce iyice bir araştırmanız sonra benim gibi patlayabilirsiniz ama sakın vazgeçmeyin!
Kolay gele..

Nisan 18, 2010

biten festivalin ardından..

29.Uluslararası İstanbul Film Festivali bitti!
Evet arkadaşlar,bitti gitt..Bilgisayar programının dediği gibi.
Bu seneden açıkçası çok memnun kalmadım,çok fazla savaş-acı-politik içerikli film vardı ve ben bu sene eğlenmek istiyordum.Buna gerçekten ihtiyacım vardı ama olmadı.
Cımbızla çekerek buldum diyebilirim gittim filmleri ama onların içlerinden de tabii hiç beklenmeyecek kadar kötü çıkanlarda vardı yani.Konusuna aldanıp izledim,yalancılar!
Özellikle bir tanesi vardı ki yazmaya parmaklarım bile gitmek istemiyor hatta bana kızıyorlar! O_o
Şimdi burdan 'şu iyidi,bu kötüydü' demek istemiyorum entel takılan pipolu abiler, karışık saçlı ablalar gibi bu sebeple anlatmayacağım ama filmin ismini veriyorum 'merak edenler'iniz için..
'Çöpcinsel-Trash Humpers'...
Aslında o kadarda çok politik-acı-savaşa filmi yoktu,bende abartıyorum yani ama genede kitapçığı okurken rastladıklarım içersinde geneli böyleydi. Festival salonlarında değişiklikler oldu;Emek yıkılma davası nedeniyle yoktu bu sene ama inşallah önümüzdeki yıl tekrardan eskiye döner,dua ediyorum;Kadıköy Rexx yerine bu sene Kadıköy Sineması vardı filan..Kadıköy sinemasıda anam g.t içi kadar yer ve kapıda,tuvalette,salonda birikme oldu geçilmesi imkansız hale geldi ya!Millette hiç sallamıyor ha,ayıptır!Dağdan yeni inmişler yavrularım bu kadarda yüklenmeyeyim onlara..
Hiç özür filan bilmez onlar,affımıza sığınırlar sadece kapı birikintisi gülleri.Neyse yaaa,bu senede iyisi kötüsü ile bir festival geldi ve geçti ama hiç mi hiç 'festivale gitmişim,eğlenmişim,film izlemişim' hissi yaşamadım aksine sinir harbi içersinde geçti,sancılıydı bayağı!
Bunda sevgilimin payı biraz fazla!
Şimdi bana kızar ama ne edeyim kendide biliyor kendini,elden birşey gelmez.
Sonuçta tüm festivalcilerin keyiflenmiş olarak festivale veda etmelerini diler önümüzdeki sene görüşmek üzere derim..
Saygılar,sevgiler,hörmetler efem....
Not:Gürgen Öz ve sevgilisi bizzat benim ve Emre'min ayaklarını çiğneyerek öldürmüşlerdir karanlıkta salondan çıkıcaz diye!
Yaşam savaşı veren serçe parmağım meftadır bu sebep yüzünden artık! o_O

Şubat 09, 2010

fena ötesi diziler..


Bir arkadaşımın dizlerle ilgili müthiş tasviri;''Çocuklarım olmadan asla diyorsan ALİYE'Yİ; Çocuklarım için seve seve veririm diyorsan BİNBİR GECE'Yİ; Çocuklarım küçük yaşta versin diyorsan KÜÇÜK KADINLARI; Çocuklarım çiftlikte versin diyorsan HANIMIN ÇİFTLİĞ'Nİ ; Çocuklarımın hepsi tek bir kişiye versin diyorsan YAPRAK DÖKÜMÜ'NÜ ; Sülalenin hepsi birbirine versin diyorsan AŞKI MEMNU'YU izle!''

Şubat 06, 2010

beceriksizsin sen..























Böyle insanların seni beceriksiz olarak kabullenmesi ne fena!
Çelimsiz olduğumu,üstesinden gelemeyeceğimi,yorulup bir yerime zarar vereceğimi söylüyorlar hep.O kadar savunmasız mı duruyorum?Halen şu tatlı,küçük,sevimli kız imajımdan kurtulamadım ya sinir oluyorum!
Üzülüyorum bunu söylerken onlar.Ama hiç düşünmeden söyledikleri için sonradan pişman oluyorlar.O zaman söylemeyin ya,şapşal insanlar!Bu benim sorunum nasıl bir insan olduğum fiziksel olarak,yorum yapmayın rica ediyorum bu küçük kız konusunda bana!
Herkes kendi hayatını yaşasa yaa o zaman hep gülümser oluruz...
Kimse kimsenin işine burnunu sokmasın,lütfen!

Ocak 29, 2010

Ian Brown(ft. Sinead O'Connor) - Illegal Attacks



So what the f... is this UK
Gunnin' with this US of A
In Iraq and Iran and in Afganistan

Does not a day go by
When not the Israeli Air Force
Fail to drops it's bombs from the sky?

How many mothers to cry?
How many sons have to die?
How many missions left to fly over Palistine?
'Cause as a matter of facts
It's a pact, it's an act
These are illegal Attacks
So bring the soldies back
These are illegal attacks
It's contracts for contacts
I'm singing concrete facts
So bring the soldiers back

What mean ya that you beat my people
What mean ya that you beat my people
And grind the faces of the poor

So tell me just how come were the Taliban
Sat burning incense in Texas
Roaming round in a Lexus
Sittin' on six billion oils drums
Down with the Dow Jones
Up on the Nasdaq
Pushed into the war zones

It's a commercial crusade
'Cause all the oil men get paid
But only so many soldiers come home
It's a commando crusade
A military charade
And only so many soldiers come home

What mean ya that you beat my people
What mean ya that you beat my people
And grind the faces of the poor

Soldiers, soldiers come home
Soldiers come home

Through all the blood and sweat
Nobody can forget
It ain't the size of the dog in the fight
It's the size of the fight in the dog on the day
Or the night
There's no time to reflect
On the threat, the situation, the bark nor the bite
These are commercial crusades
'Cause all the oli men get paid
These are commando crusades
Commando tactical rape
And from the streets of New York and
Baghdad to Tahran and Tel Aviv
Bring forth the prophets of the Lord
From dirty bastards fillin' pockets
With the profits of greed

These are commercial crusades
Commando tactical raids
Playin' military charades to get paid

And who got the devils?
And who got the Lords?
Build yourself a mountain
Drink up in the fountain
Soldiers come home
Soldiers come home
Soldiers come home
Soldiers come home

What mean ya that you beat my people
What mean ya that you beat my people
And grind the faces of the poor

Travis'e..

Ocak 13, 2010

pardon, nesiniz siz?..

Bu kadar mı zordur hayallerdeki boşlukları doldurmak,düşünmek,düşlemek!
Neden varızki o zaman bu boşlukları dolduramaycaksak?Neden herşeyi imkansız olarak değerlendirip notu sıfırlıyoruz,neden ihtimallerin olmasını istemiyoruz,neden kendimizi bu ihtimallere ve hayallere layık göremiyoruz?
Boş hale getirdiğimiz dünyamızı güzel onca şeyle doldurmaktan bu kadar mı aciziz,bu kadar mı karamsar ve umutsuzus!!!!....2 dakika bile olsa düşlesek ölür müyüz,2 dakika bile olsa fark edebilsek mühebbet mi yeriz?
Denemek bu kadar mı zor,ümitlemeyi 1 salise bile olsa düşlemek!
Boşlukta gezinmenin nesi güzel,neresi çekici,ne pırıltısı,ne yaldızı var?Gözümüzü boyayan nedir bu kadar hayal kurdurmayacak,ümit verip,umutlandırmayacak?Gülmeyi özleyeniniz yok mu;şöyle doya doya,şen-şakrak,gerçekten tatmin eden bir kahkaha atanınız?Yokki böylesiniz,yokki bu kadar boşsunuz ve hep böyle kalıp çevrenizide böyle yapacaksınız!
Siz hep var olacaksınız ama hep yalnız kalacaksınız,kolay gelsin!

Ocak 02, 2010

yeni yılı karşılamak..

Her zaman olduğu gibi bu seneyide ailemle evde tombala ya da okey oynayarak,şarap ve bira içerek ,televizyonda yılbaşı özel programlarını izleyerek karşılayacağımı filan zannetim ama yanılmışım!
Olaylar şöyle gelişti;günlerin verdiği ve dünün de ayrıyetten vermiş olduğu çalışma yorgunluğu ile sevgilimi çağırdım ve onunla son kalan direncimle vakit geçirdim!Akşam 9 surlarında eve geldim ve bizimkiler çıkmak üzereydiler çünkü ablam öğretmenlik yaptığı Sivas'tan geliyordu ve uçağı inmek üzere filandı.Annem gelmemi istedi ama fena halde olduğum için gidemedim onlarla.Saat olmuştu 11 ve ben ümitle gelmelerini beklemekteydim ama bir yandan da ablamın yılbaşı gecesi çıkmak istediğini bildiğim için gezip gelecekler filan diye bekliyordum ama gelin görünki onlar bambaşka şeyler yapmaktaylarmış!
Saat 12 olamak üzereydi ve telefon çaldı,ablam;''Turgay amcalara gidiyoruz sakın kapıyı üsten kitleme onun anahtarı yok kimsede kapıda kalırız valla,ışıkları söndür ve televizyonu kapa ama üstü kitleme kapının,tamam!..''diyerek beni 10.000 defa aradı ve gerizekalıymışım gibi hatırlatma yaptı..
Sonrasında artık bende sıkıldım ve ne yapsam diyerek Victoria's Secret Fashion Show olayına bir göz atayım dedim.Neler var neler yok iç çamaşırlarında diyerek.
Zaten artık saat 12 olmuştu ve geri sayıma ramak kalmıştı ve cnbc-e başlattı geri sayımı ve bittiğinde ise kendime baktım ve ne salak olduğumu filan düşündüm.
Yeni yıl ışıkları,süslenmiş 50cm'lik bir ağaç yatağın ayak ucunda,kumanda,yastık-yorgan yığını arasında uyuklayan ben ve 'Victoria'nın Melekleri' filan kalmıştık.Şöyle bir an üzülü vermiştim kendime yatakta tv ile yalnız yeni yıla girdim diye ama 10 dakka sonra daldığım uykuyla hepsini unuttum..

Bizimkilerde eve 4-5 gibi gelmişlerdi,ses filan duymadım geldiklerine dair ama hatırladığım kadarıyla ablamın o saatte nete girip klavye tuşlarını tıklatması olmuştu!Nasıl sinir seslerdi onlar yaa ve hiçde uyanır mı acaba demeden sert sert,istikrarlı bir şekilde tıklatmaya devam etmekteydi!Sonunda dayanamayıp sinirlendim yarı uykulu bir halde o da dayanmadı ve kapattı tabiii!
Sabah olduğunda ise herkesi şöyle günaydınla selamladım ve ablamın yanına koştum.
Sonuçta şapşal ama bir o kadarda sevimli,yalnız bir yeni yıla giriş yaptım ama mutluyum.
Bütün senem böyle mutlu geçer,umarım..
Herkese iyi seneler!