Ekim 26, 2009

anlaşılması güç şeyler..

Nasıl birşeydir bu insan psikolojisi yaaa!O kadar sinir bozuyorki davranışları insanoğlunun.Herkesde bir tavır,bir laf sokma,bir beğenmemezlik var canım.Aman,ne çekilmez varlıktır bu insanoğlu!Birine birşey beğendirmek için binbir dereden su getirmek gerekiyor ama yapsanda yaranamazsın çünkü onlar seni zaten beğenmiyorki!Sanki ben size çok aşığım yaa,canlarım benim.
Kimse beni sevmek zorunda değil elbette ama saygı duymak zorunda,kardeşim!Ben nasıl özen göstermeye çalışıyorsam bu konuda herkes yapacak!Kırılma,alınma,darılmada uç nokta yani herkes!
Ama sen;''Benim kalbimi kırıyorsun!'' dediğin zaman,''Aman canım,sende abartma yani!''deniyor..
Bana ne be sizin kaprislerinizden,ben çekmek zorunda mıyım yaa!Kimse çekmek zorunda değil kimseyi!Dert anlatmayla bitiyor herşey işte,nokta!Benim sinirlerim bozuluyor canım,aaa!Elbette bende de hata var,elbette bende kalp kırıp insaları terslerim ama ben bunları nötrlemeyi denemeye çalışıyorum ama karşımdaki bunu anlamıyor ve o daha saçma-sapan,çocukca hareket ediyorsa o zaman sorunu başka yerlerde araması ve dönüp bir de kendisine bakması gerek artık.Sevmeyin lan beni,kimsenin sevgisini istemiyorum gerçekten değer verdiklerimden başka.Gidin,sizi tutmayayım ben canlarım.İşleriniz rasgide önünüzdeki hayatta!
Saygılar,sevgiler!

Ekim 20, 2009

karanlık bir labirentteki acı dolu hayal dünyası..




İzlediğim en güzel filmlerden birisin artık ''Pan'ın Labirenti''
Başta kara filmle çocuk filmi arasında kalmış iç karartan bir film gibi dursanda hiçde öyle değilmişsin.Geç keşfettim seni,yazık ama genede bir kaybım olmadı bence.Sinema ortamında izleyemezdim senin gibi ilginç bir filmi zaten...Acı ve sevinç bir arada,çok güzel yalın bir anlatımın var Guillermo Del Toro,eline sağlık!Müthiş ayrıntılar,karakterler,güzel bir senaryo ve masumluğun simgesi dünyalar güzeli bir kız çocuğu.O kadar tatlı bir kız ki ağlamasına bile kıyamadım,gidip sarılmamak için zor tuttum kendimi.Televizyon ekranına yapışacaktım!

İtici karakterler o kadar gerdiki bazı sahnelerde izlemeyi bırakmak istedim,helede o işkence ve ölüm sahnelerinde.Ama o küçük,tatlı kızın yüzü araya girdi izlemeyi bırakmamam için.''Bana yardım edin,ne olur!''bakışı vardı her sahnede yüzünde,dayanamam o bakışa ben..Ağlamamak için zor tuttum ama olmadı ve en sonunda ağladım helede en acı kısmında.Hayatımda izlediğim beni en derinden yaralayan o acı sahneyle!Birde o gülüş yokmuydu,aahh!Daha bir dolusu oldu bu filmdekilerin II.dünya savaşı sırasında ve halen olmakta görünmeyen,içine zorla çekildiğimiz ve sömürüldüğümüz şu zenginlik savaşında.Elimden gelen birşeyin olmaması beni en çok üzen şey;dünyadaki herkese mutluluk,sevinç,refah vermek istiyorum ama sadece bunu Polyana'cılık oynamakla yapabiliyorum,hayallerimde!Çevremde bile denememe rağmen olmuyor!Hiçbir zamanda düşlediğim o dünya olmayacak ve hep bana bunu hatırlatacak ''Pan'ın Labirenti'' gibi filmler olacak.Elimden nerdeyse hiçbirşey gelmemesi ne acı!Şunu yazarken bile tek yapabildiğim sadece gözlerim şişene kadar ağlamak.Yazık!

Ekim 14, 2009

deli..


Gerkçekten de tescilli bir deliyim artık ben..

Bazen ipin ucunu kaçırıp sapıtarak yaptığım saçmalıklara yakınımdakiler nasıl katılanıyor hayret ediyorum.Ama bazısıda gerekli kaçıklıklarımın.Her eşyanım üstüne ismimi yazamam bence gayet normal herşeyin kaybolduğu bir atölyede ama bir kumaş parçasına kadar yazmak;evet,biraz aşırı!(Serli,anladın sen onu!)
Şaşıyorum iki ayağımın üstünede nasıl yürüyebilidiğime bu sakarlıkla,haa birde o var tabi!Düz tabanlığım nedeniyle ayakta zor denge kuruyorum.Ayağımın dinamikliği hasarlı yani.Anlık saçmalıklarım var birde.Annemden geldiğini düşünüyorum bu kaçıklığımın.Her saniye hareket ihtiyacı duymam,birşeyleri mıncıklamak istemem ve takıntıklı bir şekilde yürümem..Hani çizgilere basamadan ya da karelerin ortasını tutturmak olayı yani.Birde tam tutturamadığım zaman baştan alıyorum yolu.Ahahaha!
Ne manyakça yaaa!
Bir dönemde sekerek yürüyordum! o_O
En komiğide her birşeyi düzeltme takıntım.Herşey yerli yerinde,temiz ve düzgün duracak.Geçen sene atölye böyle olmuştu çünkü yaşadığım alanı bana ait olmasa bile sahiplenme huyum aşırı derecede var.Hademelerin işi yapıyordum yaa!Bu sene bıraktım çünkü enayi durumuna düşüyordum her birşeyi ben yaptığım için,bana ne!Millet pisletsin sen temizle,oha ne ala lan!...Neyse o başka bir hikaye,nerde kalmıştık?..Hah,temizlik hastalığım ve ben.Tertemiz paklamakta üstüme yok herşeyi.Onu temizle,bunu yıka,şunun tozunu al daha başka bilmem ne..Ama gel görki kendi evimde bu kadar olamıyorum annesini göndereyim..Bunun sebebininde annem olduğunu düşünüyorum çünkü o varken değil temizlik yemek bile yiyemiyorum.Başımda dikilip boş konuştuğu için çoğu zaman.
'' Bak orası olmamış bunu toplarken onuda yap,şunu kaldırıver ama aynı zamanda da indiriver,toz al ama bir yandanda sil..vs ''.
Anneler! Bitaneler ama her zamanda çekilmiyorlar yani!
Neyse,temizlik bitince düzeltirim ve öylede kalmasını isterim.Biri koyduğum birşeyi kaldırırsa aynen ben yerine koyarım çünkü orayı yeni düzelttim;insaf yaaa,bari ben gittikten sonra boz be!Takıntılıyım böyle şeyler yapmayın lan bana.Kurtulmak kolay değil takıntılardan lan!
Haaa,insanların yalnışlarını düzeltme huyumda cabası yani.Alışkanlık olmuş doğrusunu göstermek ne yapayım.Biz böyle gördük böyle yansıyor bize yani.Özellikle biri varki bana bu yüzden sinir oluyor bana biliyorum.Emoş'um alış buna ben sana nasıl alıştıysam çünkü bunu istem dışı yapıyorum.Refleks gibi birşey oldu.Farkında olmadam yapıyorum çoğunlukla.Millette sinir oluyor,bana ne lan bozulursanız bozulun ulen!Beni bozarken iyi oluyor,değil mi?
Aslında çokda değil yaaa,hani,belki,bilmem!
Yaaa uzun lafın kısası diyeyim ben size;deli,takıntılı,biraz küpşekerlik,biraz da çikolatalı sütlük olmayı seviyorum arkadaşlar.Kim nederse desin ben mutluyum kendimle,evet biraz sert biriyim konuşurken,garip ve kırıcı oluyorum ama bana öyle davranılmışsa bunu yaparım!Herşey karşılıklı!
Kızmak,gücenmek ve darılmak yok!
Deliyim ne yapsam yeri.
Hayatı,birazda hastalıklı olan herşeyi..

Ekim 10, 2009

saçma..

Her zaman''Seni Seviyorum''diye başlayıp ''Sorun sende değil bende''gibi komik bir şekilde biten kısa-mansız aşkların ardından ayılıp bayılarak ağlamayı dinleme,sonu gelmeyen-manasız ve komik olan ama insanlar tarafında zekice laflarmış gibi kabul edilen aşk filmleri repliklerini sürekli duyma,aslında beğenmeyipde beğeniyormuş gibi durma,ders almayıp aynı hatayı tekrar etme,lavabo deliğindeki tomar saçları görüp görmemezlikten gelme;pürüzsüz bir ciltteki tek başına çıkan,acı veren kocaman bir sivilce,ağız kenarında çıkmak yerine burunda kendine yer bulan acılı bir uçuk,iç çamaşırının araya kaçması,kaşınan kafa,tırnak kırılması,arpaçık,beyaz bir bluzdeki küçücük ama göze batan bir leke,bilgisayarın yavaşlaması,yere düşürülen ve ardından ağlanan kaliteli,onarılması gereken bir kamera;iğneleyici konuşmalar,parmak kenarında çıkan acılı küçücük bir yara,paçanın yere sürünmesi,hevesle çekilen ama bulanık çıkan fotolar,hiçbirşeyi beğenmeme huyu,telaşlı ve aceleci bir karaktere sahip olma,annenin düşük çenesi,babanın inadı,sevgilinin şapşallığı,öğretmen-öğrenci ilişkisi,arkadaşların bunalımları,kendi bunalımların,parasızlık,karar verememe,hayırsız kabul edilme,yardım severliği sevme,ağlak olma,çantanın bozuk fermuarı,kenarı açılmış ayakkabı,eşya kalabalığı olan bir evde yaşama,aradığın birşeyi bulamama,kafa karıştırılması,babadan para isteme,anneye yalvarma,kimsenin seni dinlememesi,
çok istediğin birşeyi görüp alamama,yapman gereken ödevleri yapmama isteği,sürekli canın birşeye sıkkınmışsın gibi görülmen durgunluğun üstünde olduğu halde,bir üşüyüp bir terleme,aylar sonra çizmeyi unutma,okula gelmek istememe ve daha birçok şey..
Hepimizin hayatında vardır ve hep var olacaklardır.Mesele bunları yok etmemek bunları koruyabilmek.Bunlar bizleri biz yaparlar farkında bile olmasakda.Dünya mükemmel değil bizim sayemizde ama bizde değiliz bizim sayemizde,genede bazı olumsuzlukların değerini bilmek gerek yoksa hayat çekilmez onlarsız.Toz pembe bir yer yok,varsada dayanılmazdır eminim.Yeni yeni öğreniyorum hayatı ve herşeyi,hepimiz öyleyiz.Her salisede yeni birşeyle karşılaşıyoruz.Üstünlük taslamayı bırakın bu sebeple insanlar!!!...Kimse uzman değil ve asla olamayacakda hayat konusunda.Sadece tecrübe edilinebilir ama onlarda bir zaman sonra unutulabilir.Tarih tekerrürden ibarettir unutmayın!
''Herşeyi denerim ama yapabildiklerimi yaparım.''
                                  Herman Melville

''Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen birkaç adım geriye gitmek zorundadır.Bugün yarına dünle beslenerek yol alır..''

                                          Bertolt Brecht