açıkçası, Lars Von Trier' in Antichrist filmini
diğer bütün filmlerine tercih ederim..
gerçi Dogville ile ilgili " güzel bir film " yorumları duydum
ama henüz görmedim.
sanırım şöyle desem daha doğru olur..
Lars Von Trier' in Antichrist filmini
izlediğim diğer bütün filmlerine tercih ederim..
bence kendisi de kariyerindeki en iyi
filmi olduğunu fark ettiği için Nymphomaniac' da
Antichrist' a sürekli göndermeler yapmak zorunda kaldı.
bundan daha iyisini bi daha yapamayacağını düşünmüş olabilir hani.
Melancholia filminde kesinlikle Antichrist görünümlü beni etkilemeyen bir filmdi.
açıkçası çok sıkıldım o filmde.
neden böyle gereksiz bir film yapmış onu henüz keşfedemedim..
şimdi Dancer In The Dark filmini de hani bu kategoriye koymamak gerek.
lakin bu(Antichrist) filmi geçemez bence..
neyse, filmin konusuna gelelim öncelikle.
Joe isimli bir hanım kendisini sokakta yaralı halde bulan
Seligman isimli adamın evinde konaklarken
ona başından geçen bütün herşeyi, hayatının odak noktası olan seksle
ilgili deneyimini ve seksin hayatını nasıl etkilediğini anlatıyor.
herhalde 4 saatlik bir film olarak sunulamayacağını düşünen
Lars abi bunu 2 ayrı filme bölmüş ki bence çok gereksiz olmuş.
zamanında 5 saatlik bir filmin methini duymuştum
31.İstanbul Film Festivali bilet kuyruğunda.
acaba bizi çok sıkacağını falan mı düşünmüş yoksa
sadece şu çok hoşlandığı bölümlere mi ayırmak istemiş anlamadım..
(kitap okuyor gibi filmi okumak)
olmasaymış daha iyiymiş.
Nazi sempatizanlığı ile bilinen ve tepki toplayan bu abinin
yeni filmi her türlü şekilde bomba gibi düşmüştü dünya gündemine
ilk yeni projesi ile ilgili bilgi verdiğinde.
açıkçası, neye inandığı ve düşündüğü pek beni ilgilendirmiyor.
gerçi bu filmde görüşünü göz önüne açıkça koymuş gibi.
gibi değil öyle hani..
filmin ilk oyuncu seçmelerinde Shia LaBeouf' ın
seçilmek için penisinin resimlerini yolladığını falan açıklaması
tepkilere yol açmıştı.
tamamen reklam amaçlı olmuş olması
Lars abiyi pek bi etkilemiş görünmüyor.
aslına bakarsak, daha ilk proje açıklanışından itibaren herşey reklam zaten!
kurmaca filan..
neyse, konunun " aşka dair bilidiğiniz herşeyi unuttun! "
gibi bir sloganla çıkmış olması insanları güzel kandırsa da
filmi izledikten sonra bir hüsran yaşıyabiliyor izleyici..
çoğu insan " resmen porno bu ya! "
diyerek aşırı tepki verse de aslında pek de öyle değil.
daha henüz hangi kategoriye koyacağımı karar veremedim.
evet, seks sahneleri var ve evet, hepsi gerçek.
zaten tanıtımı yapılırken bu gerçeklerde ortalıkta dolaşıyordu.
Hollywood' da pek çok filmde olan bir gerçek bu!
bu kadar abartılıp şaşılacak birşey yok.
asıl şaşılması gereken şey, bu kadar tekrarları yapılmış olan bir konuyu
niye böyle değişik yöntemlerle satmaya çalışmasıdır bence.
etiklik konusu çerçevesinde filan falan..
gerçi sinemada etiklik kavramı artık bir değer teşkil ediyor mu bilinmez!
gene bütün ünlüleri toplayarak bir satış stratejisi yapılmış.
hiç ihtiyacı yokmuş ki.
filmin konusu yetti zaten bunu yapmaya!
gerçi " sana mı kalmış eleştirisini yapmak! " diyebilirsiniz ama
bir sinema sever olarak sadece görüşümü beyan etmeyi seviyorum.
her eser bir emektir sonuçta.
hepsi bir fikir, bir bakış açısıdır..
çok iyi veya çok kötü diye ayırmamak gerek
herşeyi hayatta.
aslında bu filmi beğenmememdeki tek sebep,
pazarlanma stratejisi diyebilirim.
Lars abi böyle birşeyler yapmak istemiş, OK.
(abi diyorum ama babam yaşında adam hani..)
keşke böyle bir tanıtım yolunu seçmeseymiş sadece.
sonuçta ismi yetiyor bir projeyi götürmesinde.
projesinin ismini geçmesini istemiş ise,
tebrik etmek düşüyor sadece bana.
başarılı olmuş..
(belli yerde hissettiğiniz Antichrist göndermeleri gereksiz ama güzeldi.
görüntü seçimleri filan..)
burada yazabileceğim son sözler şöyle olabilir bu film hakkında.
gidin ve izleyin.
başkalarının fikirleri sizleri etkilemesin.
buna benimki de dahil!
saygılar..